Röportaj

Suya Çizilen Hayaller

Yazar: TR Dergisi

Yüzyıllardır hayal dünyamızın sınırlarını genişleten eşsiz ebru sanatını, yaşayan en iyi sanatçılarından olan Hikmet Barutçugil’e sorduk.

Ebru ve hayal gücü birlikteliğini bize anlatabilir misiniz?

Ebrunun bir sanat bir de zanaat tarafı vardır. Zanaat tarafı eskileri taklit etmektir. Daha önce yapılanların benzerlerini kopyalamaktan ibarettir. Biraz el becerisi olan herkesin kolaylıkla yapabileceği şeylerdir. Burada amaç para kazanmak, şöhret sahibi olmak gibi dünyevi duygular, düşünceler olabilir. Bu katı kurallara uymak için hayal gücüne hiç ihtiyaç yoktur. Ancak sanat tarafı ile ilgilenenler için kendi iç dünyalarından gelen ilhamları, hayal ederek onların görsellerini su yüzüne yansıtmaları gerekir. Kur’an-ı Kerim’de sıkça bahsedilen tefekkür kelimesi sadece düşünmek anlamına gelmez. Düşünerek fikir üretmek demektir. Çünkü yaradılışın sırrı tekâmül, başka bir deyişle gelişmedir. İyi ki böyle, yoksa insanoğlu Cilalı Taş Devri’ne bile gelemezdi. Ebrunun ilham kaynağı tabiattır. Yaratılmış güzellikler taklit ederek yaratana yaklaşmak temeline dayanır ki bu durum yaratılış sırlarını arayan, hayal gücünü zorlayan, insanı kendinden geçercesine başka âlemlere taşıyan bir durum. Ebru teknesinin yüzeyinde oluşan desenler bazen toprak katmanlarında, mermer veya taşlarda, bir ağaçta ya da uzaydan gelen hatta bir elektron mikroskobunda görülebilen desenlere çok benzer. Ebrular, mikro ve makro kozmos arasında bulunan sonsuz güzelliklere benzeyebilir. Ebruda kullanılan doğal boyalar zaten tabiatta görmeye alıştığımız bir uyum içindedirler.

Ebru sanatı Türkiye’de ve dünyada nasıl bir konumda?

Yalnız Türkiye’de değil bütün dünyada gelişen bir olgu olarak geleneksel sanatlara ve ebruya karşı ilginin arttığını söyleyebilirim. Dünyanın her yerinde aynı veya çok benzer şeyleri görmek artık kimseyi heyecanlandırmıyor. Yerel ve farklı kültürlere, genetiğe bağlı olarak gelişen geleneğe, kökleri sağlam kadim düşüncelere hasret kalanlar eskiye biraz yönelerek onların yaşatılmasını ve güncellenmesini aradılar. Geleneksel sanatlarımız ve ebru, yakın tarihe kadar ihmal edilmişti ancak kadim güzellikleri arayan insanlar sayesinde bu sanatların tekrar canlanması sağladı. Dolayısıyla ebrudaki eski tarzlar hatırlanarak yaygınlaştırıldı, onların üstüne birçok yenilikler yapılabileceğinin kapıları açıldı. İşte tam burada ebrunun içinde barındırdığı dinamizm ortaya çıktı ve bir ilgi odağı hâline geldi. Daha da gelişerek devam edeceği kanaatindeyim.

Ebru sanatıyla ilgilenmek isteyenlere ne önerebilirsiniz?

Modern zamanların koşuşturmacası içinde iyice bilinçdışına itilmiş bir durum olan sanat, incelik hislerini yansıtmaya, yaşananlara daha farklı bir bakış açısı ile bakmaya yarayan bir araç olarak ortaya çıkabilir. Ebru yapım süresince stresle baş etme, motivasyon kazanma, olumlu zihinsel tutum, yaratıcılığın ve özgüvenin artırılması, etkili iletişim gibi kişisel yeteneklerimizin de günbegün geliştiği saptanmış. Ebru sayesinde gönüller hiçbir söze, zorlamaya ya da hatırlatmaya gerek kalmadan birbirine açılabilir, arınabilir.

Yazar Hakkında

TR Dergisi

Yorum Ekle