Gezi Röportaj Yunus Emre Enstitüsü

Bir Şarkı, Bir Şehir ve Bir Yaz

BEN Alla, Ermenistan’ın başkenti Erivan’da yaşıyorum. Erivan Devlet Üniversitesi’nde Uluslararası İlişkiler Fakültesi’nde okuyorum. Üniversiteye başladığımda Türkiye ve Türkçe hakkında hiçbir fikrim yoktu. Okuduğum bölümde Rusça ve İngilizce vardı. Bu dillerin dışında Türkçe öğrenmeye başladım.  Doğrusu önceleri Türkçe hiç hoşuma gitmedi ama Türk dizilerini seyretmeye başladıktan sonra Türkçeyi öğrenmek ve konuşmak istedim.

Dizilerden başka şarkı dinlemeye başladım. Özellikle Güliz Ayla’nın “Olmazsa Olmaz” şarkısı benim en sevdiğim şarkılardan biri oldu. Elbette Türkiye’ye olan sevgim daha da arttı ve artık içimde bir Türkiye hayali başladı. Türkiye’ye gitmenin yollarını aradım. Türkiye’nin uluslararası kültür kurumlarından Yunus Emre Enstitüsü’nün adını duydum, ancak maalesef Ermenistan’da yoktu. Yunus Emre Enstitüsü her yıl Yaz Okulu yapıyormuş. Kayıt vakti gelince ben de Yaz Okuluna kayıt yaptırdım. Yaz Okulu’na katılacağım kesinleşince sevindim elbette.

Heyecanla beklerken bilet bilgilerim geldi. Sivas diye bir şehre gideceğimi öğrendim. Türkiye’ye gelmeden önce biraz korkmuştum, çünkü hem Ermeni hem de Hristiyan’ım. Geldikten sonra fikrim çok değişti. Türkiye’de özellikle Sivas’ta insanlar soğuk değil bizimki gibi. Orada yemekler çok ama çok lezzetli özellikle tabii ki Sivas köftesi. Üç hafta boyunca Sivas’ta kaldık. Yunus Emre Enstitüsü bizden hiç para istemedi. Her gün hem Türkçe dersleri aldık hem de eğlenceli aktiviteler yaptık. Başka ülkelerden insanlarla tanıştık ve bu insanlar Türkçe sayesinde benim kardeşlerim oldular. Daha sonra bir hafta İstanbul’da kültürel gezi ve programlara katıldık. Boğaz’ı ve Adalar’ı gezdik. Son akşam yemeğini bütün Yaz Okulu öğrencileri, rehberler, görevliler ile beraber yedik. Sertifikamı aldım ve o akşam yemeğinde Güliz Ayla’nın “Olmazsan Olmaz” şarkısını söyledim.

Her güzel rüya gibi bu rüyanın da sonu gelmişti. Gitme vakti geldi. İlk giden arkadaşlarımızı hep beraber yolladık ve çok ağladık. Sırası gelenler gidiyordu ve biz hep ağlıyorduk. Benim de sıram gelmişti ve daha çok ağladım; gözlerim ağlamaktan şişmişti. Gelmeden çok korkmuştum ama fikirlerim tamamen değişti; hiç kimse Ermeni veya Hristiyan olduğum için bana kötü davranmadı. Herkes çok iyi davrandı. Hayatım boyunca hiçbir dakikasını, saniyesini unutamayacağım şeyler yaşadım. Yunus Emre Enstitüsü ve Yaz Okulu bana hiç unutmayacağım ve çok özleyeceğim insanlar hediye etti. Ülkeme dönmeyi hiç istemedim.  Bunu bana yaşatan herkese ve Türkiye’ye çok teşekkür ederim. 

Şimdi ülkemdeyim ve her fırsatta Türkiye’yi anlatıyorum. Aslında İstanbul, İzmir, Ankara daha güzel zannediyordum, ama Sivas bence Türkiye’nin en güzel şehridir. Yüksek lisansı Türkiye’de okumak istiyorum. Her şey için tekrar teşekkürler…

 

Yazar Hakkında

Alla Poghikyan

Yorum Ekle