Sanat

İhtiyaçtan Fazlası: Keçe

emre.ozcan@cubemedya.com'
Yazar: TR Editör

Türklerin kullandığı en eski el zanaatlarından biri olan keçecilik, kültürel katmanlarımızdaki zenginlikleri ve doğanın renklerini günlük hayatımıza taşıyor.

Keçe, 1071 Malazgirt Zaferi sonrasında Anadolu’ya geldi. Öte yandan Hititlerde 3. ve 5. yüzyıllarda keçenin varlığını ispatlayan mezar kalıntıları da bulundu. Osmanlı tarihinde ise Konya, Diyarbakır, Afyon, Isparta, Uşak, Urfa ve Bursa keçe üretim merkezleri olarak nam saldı. Keçecilik, Ahilik teşkilatı içindeki esnaf localarında çok mühim bir yere sahipti. Kalfalarla ustalar uzun ve zorlu bir süreçten geçerdi. Ortalama altı-yedi yıl boyunca yün ditme, yün atma, ayakla yün tepme, kalıba yün hazırlama, hamamda keçe pişirme gibi yöntemlerini öğrenen çıraklar, önce kalfalığa yükselir; sonrasında da usta olup kendi dükkânını açma hakkını kazanırdı. Osmanlı İmparatorluğu döneminde saray, ürün standartlarını bizzat kendisi denetler, belirlediği yüksek standartlara uygun keçe siparişleri verirdi. Keçenin başlıca malzemesi yündür. Ekseriyetle koyunyünü tercih edilir. Fakat deve tüyü ve alpaka yünü de kullanılır. Koyunların yün çeşitleri de ziyadesiyle fazladır, yedikleri otlara ve bulundukları bölgeye göre yünün kalitesi değişkenlik gösterir. Orta Asya’dan beri Türkler tarafından bilinen keçe hem kızın hem de erkeğin çeyizinde bulunurdu. İyi şans getirdiğine inanıldığı için çadırlara keçeden kuklalar asılırdı.

Mehmet Girgiç (UNESCO Yaşayan İnsan Hazinesi unvanlı Keçe Ustası)

“Bu zanaatın temeli aşk ve sabırdır. Terlemeden keçe kıvama gelmez. Çocukluğumun Konya’sında keçeci hamamları vardı. Sabah namazından hemen sonra başlayan yoğurma işi akşam ezanına kadar sürerdi. Keçe yapımında kullandığım tüm malzemeler doğal, renklendirme işlemini de kök boya kullanarak yapıyorum. Keçe yanmaz, kalın bir tabaka keçe kurşun bile geçirmez. Soğuğu geçirmediği hâlde hava akışını sağlayarak insan vücuduna nefes aldırır, yumuşacık dokusundan ötürü rahatlatıcı etkisi de vardır. Yoğun bir çaba sonunda Anadolu keçesi dünyada tanınmaya başladığı için mutluyum.”

SİKKE

Mevlevi dervişlerinin giydikleri yüksek ve tepesi düz keçe külah.

Yazar Hakkında

emre.ozcan@cubemedya.com'

TR Editör

Yorum Ekle