Röportaj

“Hedefimiz okulları milletimizin hizmetine sunmaktır”

emre.ozcan@cubemedya.com'
Yazar: TR Editör

“Okullarımızda kendisi ve çevresi ile barışık, düşünen, sorumluluk sahibi bireyler yetiştirmek istiyoruz.” diyen Türkiye Maarif Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Cem Zorlu ile Türkiye’de eğitimin geleceğini konuştuk.

Yazı: MELİH USLU

Sayın Değerli Prof. Dr. Cem Zorlu Hocamız, öncelikle hayırlı olsun. Türkiye Maarif Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı olarak yeni görevinizde başarılar diliyoruz. Sizi biraz daha yakından tanıyabilir miyiz?

Çok teşekkür ederim. 9 Temmuz 1963 Konya-Ereğli doğumluyum. Lisans, yüksek lisans ve doktoramı Selçuk Üniversitesi İlahiyat Fakültesinde tamamladım ve aynı üniversitede araştırma görevlisi olarak göreve başladım. İslam tarihi alanında doçentliğimi tamamlayarak 2007 yılında profesör oldum. Almanya, Mısır, Ürdün ve Azerbaycan gibi çeşitli ülkelerde eğitim-öğretim faaliyetlerinde bulundum. İnönü Üniversitesi İlahiyat Fakültesinde bir süre dekan olarak görev yaptım. Daha sonra akademik çalışmalarıma ara vererek ülkeme bir siyasetçi ve milletvekili olarak hizmet ettim. 24. Dönem AK Parti Konya milletvekili ve Türkiye-AB Karma Parlamento Komisyonu ve İslam Konferansı Örgütü Parlamento Birliği Üyesi olarak görev yaptım.

Bize biraz vakıftan bahsedebilir misiniz? Vakıf ne zaman kuruldu? Amacı, misyonu ve vizyonu nelerdir?

Eğitimin insana yapılan en büyük yatırım olduğu inancıyla yola çıkan Türkiye Maarif Vakfı, Türkiye Cumhuriyet Devleti’nin yurt dışındaki eğitim-öğretim faaliyetlerini planlayıp yönetmek amacıyla, TBMM’nin 17.06.2016 tarihli oturumunda kabul edilen 6721 sayılı kanunla kuruldu ve Sayın Cumhurbaşkanımızın onayının ardından 28.06.2016 tarihli ve 29756 sayılı Resmî Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe girdi. Vakfımız, 09.09.2016 tarihi itibarıyla vakıf tüzüğünü ve çalışma organlarını tamamlayarak çalışmalarına başladı.

Vakfın merkezi, medeniyetler beşiği İstanbul’dur. Türkiye Maarif Vakfı, tüm dünyada insanlığın ortak birikim ve değerlerini esas alarak okul öncesinden üniversiteye kadar her aşamada örgün ve yaygın eğitim-öğretim hizmetlerinde bulunacaktır. Türkiye Maarif Vakfı, bu hizmetlerini ve yaptığı eğitim-öğretimi mekanik bir süreç olarak görmemekte, eğitim süreçleri boyunca rol alan hiçbir aktörün şekillendirilecek hamurlar olmadığının idrakindedir. Aynı şekilde farklılıkların bir zaaf değil, bir zenginlik olduğunun ve bu zenginliğin büyük bir imkân olduğunun da farkındadır. Bundan dolayıdır ki Türkiye Maarif Vakfı irfan ile derinleşmiş bir eğitim-öğretim anlayışı sayesinde değerler üzerindeki küresel tahribatı önleme noktasında merkezi bir görev üstlenmiş durumdadır. Bölgelerin, ülkelerin, kültürlerin, insanların farklılıklarının ayrı bir lezzet, güzellik, imkân ve güç olduğunun bilinciyle bunların bir arada, barış ve iş birliği içinde yaşamalarını destekleyen irfan geleneğinin temsilcisi olan Türkiye Maarif Vakfı, insanlık ailesinin yeşerttiği ortak düşlerin güçlü filizler vermesine hizmet edecektir.

Özetlersek, Türkiye Maarif Vakfı, bu amaçları gerçekleştirmek için, eğitim-öğretimin her aşamasında, burslar vermek, okul, eğitim kurumu ve yurt gibi tesisler açmak, bu kurumlarda görev alabilecek eğitmenler/öğretmenler yetiştirmek, bilimsel araştırmalarla AR-GE çalışmaları ve yayınlar hazırlamak, bunlara ilişkin program ve metotlar geliştirmek ve faaliyet gösterdiği ülkelerin mevzuatına uygun diğer eğitim süreçlerini yürütmek ve yönetmek için kurulmuştur.

Türkiye’nin dış eğitim politikası Millî Eğitim Bakanlığına bağlı okullar ve çeşitli STK kuruluşları ile bağlantılı okullarla yürütülmektedir. FETÖ iltisaklı okullar ise Türkiye markasını kullanarak dünya genelinde yaygın bir eğitim ağına sahip oldu. 116 ülkede eğitim veren FETÖ okulları; 800 eğitim birimi, 100 öğrenci yurdu, 1000 vakıf, 200 medya kuruluşu ve 500 şirketle karanlık amaçları için tüm bu birimleri acımasızca kullandı ve maalesef çok fazla noktada faaliyetlerini hâlen sürdürmektedir. Halkımızın parası ve Türkiye Cumhuriyeti’nin yurt dışındaki ülkeler nezdindeki itibarını kullanan bu vicdansız yapılanmaya dur demek, onları kendi silahlarıyla etkisiz hâle getirmek için kolları sıvadık. Hedefimiz en kısa sürede milletimizin manevi duyguları sömürülerek devşirilen himmet paraları ile inşa edilen yurt dışındaki bütün okulları asıl sahibi olan milletimizin hizmetine sunmaktır. Dünyanın her yerinde, üstelik meşru görünen bir zeminde, eğitim gibi en önemli mefhumu kullanarak, ülkemize karşı düşman yetiştiren, lobi faaliyetlerinde bulunan, denetimsiz bir şekilde Türkiye Cumhuriyeti’ne karşı her türlü kara propagandayı yapan, ülkesinin değil başkalarının maşası olarak canla başla çalışan bu örgütün nemalandığı kaynakları kurutmak, olayın seyrini lehimize çevirmek en büyük hedefimizdir ve bunu millî davamız olarak görmekteyiz, görmeliyiz.

Türkiye Maarif Vakfının kurumsal altyapı çalışmalarının devam ettiğini biliyoruz. Bu konuda hangi aşamadasınız?

Görüldüğü gibi vakfımız henüz dört aylık bir geçmişe sahip olmasına rağmen hızla organize oldu. Bu süre içerisinde pek çok ülkede çalışmalarına başladı. Afrika’daki, Asya’daki, Avrupa’daki, Balkanlardaki, Arap coğrafyasındaki pek çok ülke ile FETÖ’ye ait okulların Türkiye Maarif Vakfına devredilmesi ile ilgili olarak görüşmeler yapıldı.

Cumhurbaşkanımızın destek ve katkılarıyla önemli kazanımlar elde ettik. Şu an Gine, Nijer ve Somali’deki FETÖ/PDY yapılanmasına ait okulların hepsi devralınmış ve başarılı bir şekilde eğitim faaliyetleri Türkiye Maarif Vakfı tarafından deruhte edilmektedir. Ayrıca Çad, Sudan, Senegal, Gabon, Moritanya, Sao Tome ve Burkina Faso okulların devri konusunda mutabakat zaptı imzaladık. Ayrıca Pakistan, Afganistan, Bosna-Hersek, Arnavutluk, Malezya, Tayland, Kamboçya, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, Irak, Kuzey Irak, Uganda, Avustralya, Moğolistan, Hindistan, Endonezya… 20’nin üzerinde ülke ile görüşmelerimiz devam ediyor. Olumlu sonuçlanacağını ümit ediyorum. Gelecek aylarda da Angola, Benin, Cibuti, Ekvator Gine, Zambiya, Kamerun, Mali, Ruanda, Tanzanya, Etiyopya, Fas, Tunus, Almanya, Belçika, Fransa, Gürcistan, Azerbaycan, Türkmenistan, Kazakistan, Özbekistan, Makedonya, Kosova, Macaristan, Romanya, Sierra Leone ve Birleşik Krallık seyahatleri planlanmaktadır. Ayrıca Avustralya’da ve Avrupa’da bölgede yaşayan Türkler için okullar açmayı planlıyoruz. Temel hedefimiz, bu terörist grubun elindeki okulları devralarak daha kaliteli biçimde işletmektir ve yoksa asla kapatmak değildir. Zira bir kez daha vurgulamak istiyorum, FETÖ’nün himmet paraları ile yaptığı bu okulları, milletin gasbedilmiş malları olarak değerlendiriyoruz.

Ayrıca Fırat Kalkanı Harekâtı ile terörden temizlenen bölgede altı yıldır eğitim-öğretimden mahrum kalan bölge halkına herhangi bir ayırım yapmadan eğitim konusunda yardımcı olmaya çalışıyoruz. Öncelikle Cerablus ve kırsalında gerekli fizibilite çalışmalarını yaptık. Cerablus merkezde eğitim-öğretimi her boyutu ile planladık. Gerekli çalışmalara başladık. Cerablus Yerel Meclisi ile mutabakat içerisinde iki okulda 3000 civarında ilkokul çağındaki çocuklara eğitim verilmeye başlandı. Altı yıldır farklı amaçlarla kullanılan ve harabeye dönen altı okul için relöve çalışmaları tamamlandı, yeni yılın ilk günlerinde okulların bakım ve onarımına başlanacak. Tamiratı biten okullarda, planlamalarımıza uygun olarak eğitim öğretime başlayacağız. Çobanbey ve Azez ile ilgili saha çalışmalarımız devam etmektedir. Buralarda da ilk etapta ilçe merkezlerindeki eğitim-öğretim ihtiyacını karşılayacak çalışmalar yapmaktayız.

Türkiye Maarif Vakfının özellikle yurt dışındaki Türk okulları üzerinde çalışmalar yürüteceğini biliyoruz. Vakıf olarak dünya çapında bir kaliteye ulaşabilmek için nasıl bir eğitim modeli öngörüyorsunuz?

Önce şunu ifade etmemiz gerekir: Uluslararası arenada faaliyet gösteren bütün terör örgütleri amaçlarına ulaşabilmek için ya insanların eğitim almalarını engelleyerek insanları cahil bırakmayı yahut da eğitimi kendileri için robotlaşmış bireyler yetiştirmek için kullanmayı amaç edine gelmişlerdir. Her iki yöntem de uluslararası toplum için öncelikli bir tehdit olarak görülmelidir. İşte 15 Temmuz 2016’da FETÖ tarafından Türkiye’de gerçekleştirilen kanlı darbe ve işgal girişimi bir eğitim-öğretim kurumunda yetiştirilen robotlaşmış insanlarla neler yapılabileğini açık seçik ortaya koymuştur. Bu örgütün yönettiği eğitim kurumlarında, örgüt üyesi olarak yetiştirilen kişilerin, hiçbir hukuki sınır ve ahlaki değer tanımadıklarını, bunların barışın ve insanlığın ortak birikimini hedef alan bir terör örgütü olarak eğitim alanındaki faaliyetlerinin yıkıcı ve ifsat edici sonuçlarını açıkça ortaya koymuştur. Dünyanın çeşitli ülkelerinde FETÖ ile iltisaklı yapıların, TC vatandaşlarının birikimi ve imkânları ile “Türk Okulu” kılıfı altında açtıkları okullar hem o ülke ve halkı için hem de ülkemiz için tehdit oluşturmaya devam etmektedir.

İşte Türkiye Maarif Vakfı bu okulları devralarak, az önce ifade ettiğimiz gibi bu okulları islah ederek eğitimi mekanik bir süreç olarak görmeyen, eğitim süreçleri boyunca rol alan hiçbir aktörün şekillendirilecek hamurlar olmadığını idrak etmiş, farklılıkları törpülemeyi değil, o farklılıklarla zenginleştirmeyi hedef alan, irfan ile derinleşmiş bir eğitim anlayışı ile bu tahribatı önlemeyi amaçlamaktadır. Bölgelerin, ülkelerin, kültürlerin, insanların farklılıklarını bir zenginlik olarak gören ve bu farklılıkların bir arada, barış ve iş birliği içinde yaşamalarını destekleyen irfan geleneğinin temsilcisi olan Türkiye Maarif Vakfı, insanlık ailesinin yeşerttiği ortak düşlerin güçlü filizler vermesine hizmet edecektir.

Türkiye’nin uluslararası alandaki eğitim hedefleri açısından Yunus Emre Enstitüsü ile kesişen yönleriniz var. Bu anlamda Enstitümüzle ortak çalışmalar yürütecek misiniz?

Yunus Emre Enstitüsü Türkiye’nin, Türk dilinin, tarihinin, kültürünün ve sanatının tanıtımı amacıyla, Yunus Emre Türk Kültür Merkezleri vasıtasıyla dünyanın pek çok noktasında çalışmalar yapıyor. Türk dili, kültürü ve sanatı tanıtılırken, bu alanlarda eğitim almak isteyenlere hizmet vermek, Türkiye’nin diğer ülkeler ile kültürel alışverişini artırıp dostluğunu geliştirmek gibi amaçlarla faaliyetlerini sürdürmektedir. Bu noktada vizyon olarak ortak noktalarımız çok fazla. Yunus Emre Enstitüsünün kuruluş olarak yeni olan vakfımıza pek çok alanda destek olacağından emin olmakla birlikte, ortak projelerde birlikte yer almak elbette isteriz ve hatta bu bir sorumluluktur. Aksi düşünülemez.  Bu bağlamda karşılıklı projeler yürütmek, faaliyet alanlarımızı bu sayede geliştirmek iki kurum açısından da faydalı olacaktır kanaatindeyim.

Yunus Emre Enstitüsü, bizim kardeş kuruluşumuz. Onun bütün birikim ve tecrübelerini kendi birimimiz ve tecrübemiz kabul ediyoruz. Onların çalışmaları pek çok noktada bize kılavuzluk edecek. Örneğin, biz bütün okullarımızda Türkçe hazırlık yapıyoruz. Yunus Emre Enstitüsü de yurt dışında ana dili Türkçe olmayanlara Türkçe öğretiyor. Ve bu işe bizden önce başlamışlar. Bu nedenle Yunus Emre Enstitüsünün bu konuda hazırladığı yayınlardan, tecrübelerden okullarımızın pek çoğunda istifade ediyoruz. Bu vesile ile de bize olan yardımları için Enstitüsünün yöneticilerine de sizin aracılığınızla şükranlarımı iletmek isterim.

Yurt dışında görevlerini başarıyla sürdüren TİKA (Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı) ve YTB (Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı) gibi kurumlarımız var. Bunlarla iş birliği yapmayı hedefliyor musunuz?

Yunus Emre Enstitüsü gibi bunlar da bizim kardeş kuruluşlarımız. Hemen hemen her ülkede bu kurumlar ile yollarımız kesişiyor. Elbette bu kuruluşlarla alanlarına giren konularında kendileri ile yardımlaşacağız. Hizmet verdiğimiz ülkelerde etkin pozisyonda yer alan ve yürüttüğü çalışmalardan gurur duyduğumuz TİKA ve YTB gibi kurumlarımızın özellikle niyetimizi, hedeflerimizi, eğitim alanındaki faaliyetlerimizi doğru, etkin ve geniş çaplı duyurulması noktasında desteklerini bekliyoruz. Faaliyetlerimizi en etkin şekilde yürütmek, geniş kitlelere ulaşmak, yerel ve uluslararası düzeyde bağlantılar kurmak, ortak çalışmalar yapmak ve bunların tanıtımı noktasında her türlü iş birliğine elbette ki hazırız. Özellikle Fırat Kalkanı Harekâtı bölgesinde TİKA ile ortak çalışmalarımız olacak. Sağ olsunlar Cerablus’ta eğitim-öğretime hazırlamaya çalıştığımız bir okulun onarımını üstlenerek bizi mutlu ettiler. Yakında tamiratına başlayacaklar.

Yazar Hakkında

emre.ozcan@cubemedya.com'

TR Editör

Yorum Ekle