Portre

Yaşar Kemal’in Bir Roman Yazarı Olarak Kısa Portresi

İlk kitabı olan Ağıtlar 1943 yılında yayımlanan yazar, 1946 yılında İstanbul’a gitmiş ve orada edebiyat dünyasının tanınmış isimleriyle daha yakın ilişkiler kurmuştur.

Osmaniye’ye bağlı Hemite köyünde 1923 yılında doğan Yaşar Kemal’in asıl adı Kemal Sadık Gökçeli’dir. Ailesi Birinci Dünya Savaşı’nda Van Gölü kıyısında bulunan Ernis köyü’nden Çukurova’ya göç eder. Yaşar Kemal’in eserlerinde de karşımıza çıkan göç teması, yazarın ailesinden ve çevresinden edindiği anlatı mirası örneklerinden biridir. İyi bir ozan ve dengbejlik geleneği çevresinde yetişen yazar özellikle romanlarında bu gelenekten yararlanır ve onu edebi üretim performansına ustaca aktardığı görülür. Çocuk yaşta Çukurova’daki ozanlarla dostluklar kurup onlarla aşık atışmalarına giren Yaşar Kemal, dinledikleri ve duydukları dışında aynı zamanda iyi bir gözlemcidir. Daha dört-beş yaşlarında babasının elinden kayan bıçakla bir gözünü kaybeden yazar, toplumsal sorunları ve gözlemlerini eserlerinde ustaca aktarmıştır.

“Bizim köyde çocuklar da insandır” sözüyle erken yaşta büyüyen çocukların hikâyelerini anlatıp duran yazar, küçük yaşta babasını kaybeder. Bu bağlamda hikâye ve romanlarında yer alan “erken büyümüş çocuklar”dan biri olan Yaşar Kemal çok erken zamanda hayatın yükünü yüklenmiştir. Ortaokulu terk edip traktör sürücülüğünden arzuhalciliğe kadar birçok işte çalışan yazar, 1940’lardan sonra Türkiye’nin edebiyat ve sanat dünyasının önemli isimlerinden Pertev Naili Boratav, Abidin Dino, Kemal Tahir ve Arif Dino gibi isimlerle dostluk kurmuştur. İlk kitabı olan Ağıtlar 1943 yılında yayımlanan yazar, 1946 yılında İstanbul’a gitmiş ve orada edebiyat dünyasının tanınmış isimleriyle daha yakın ilişkiler kurmuştur. Birkaç yıl sonra tekrar Çukurova’ya dönen yazar, genç yaşta komünizm propagandası yapmak iddiasıyla sıkıntılı günler geçirmiş ve bu itham ile Kozan Cezaevinde yatmıştır. Bu olaydan sonra 1951 yılında tekrar İstanbul’a giden Yaşar Kemal, Cumhuriyet gazetesinde işe başlar. 1950’li yıllarda ilk öykü kitabı olan Sarı Sıcak ile ünlenmeye başlayan yazar aynı zamanda Cumhuriyet’teki röportajlarıyla da büyük ses getirmiştir.

Yaşar Kemal’in usta bir yazar olarak tanınması 1955 yılında İnce Memed romanın yayımlanması ile gerçekleşmiştir. Fakat bu süreçten sonra ünlendikçe siyasi yazılarından dolayı 1990’ların ortalarına kadar soruşturma ve kovuşturmalarla muhatap olur.

Yaşar Kemal, özellikle İnce Memed ve Bir Ada Hikâyesi serisi gibi romanlarından sonra sadece Türkiyede ve Türk edebiyatı için değil, evrensel roman yazarları arasında anıldı, eserleri onlarca dile tercüme edildi. Kemal, herkesin Anadolu’nun herhangi bir mekânında gözlemleyebileceği olayları ve insan durumlarını yüksek bir edebi üslupla tasvir ettiğinden dolayı evrensel estetik seviyeyi yakalamayı başarmıştır. Çünkü o lokal hikâyelerden evrensel deryaya ulaşan bir nehirdir. Çukurova yazarı olarak bilinen Yaşar Kemal aslında doğayı ve insanı anlatma üslubuyla çocukluğunun coğrafyasını aşmış, “tekil” hikâyeleri “herkes”leştirmiştir. Bu bağlamda sadece insan hikâyelerini birbirine katıp harmanlamamış, o aynı zamanda eserlerinin yapısı ve metinlerarasılık bağlamında da bir binbir düğümlü bir metin dünyası da yaratmıştır.

Anlam dünyamızı zenginleştiren, estetik algımızı binbir çiçekli bahçeye çeviren usta yazar Yaşar Kemal, çocukluk günlerinden kalan ya da ailesinin başından geçen olaylar çerçevesinde hatırında kalan birçok motifi bir romancı dikkatiyle ustaca kullanmıştır. Duyduğu sesleri ve hikâyeleri; dört yaşından beri sadece tek gözüyle gördüğü dağları, denizleri, insanları, kuşları yani bir bütün olarak doğayı, ince sanatkârların işi olan edebiyat ile anlatmış, zindan duvarımızı bunlarla nakşetmiştir. Anlatım tekniği ve kurgudaki başarısı bir yana Türk diline katkısı ve bu dilin kelime ve anlam dünyasını zenginleştirmesi bakımında da her zaman önemli bir yerde duracaktır.

Yazar Hakkında

Ayhan Geveri

Yorum Ekle