Blog

ÖN SÖZ

Yazar: Yasin İl

Türkiye, çok önemli tarihî birikim ve mirasından biri olan Göbeklitepe Ören Yeri’nin açılışını Türkiye Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın katılımıyla geçen ay gerçekleştirdi. UNESCO Dünya Miras Listesi’nde bulunan ve “tarihin sıfır noktası” olarak nitelendirilen Şanlıurfa’daki Göbeklitepe Ören Yeri, bilindiği gibi 12 bin yıl öncesine dayanıyor. Dünyanın bilinen en eski dinî yapılar topluluğu Göbeklitepe’de yabanî hayvan figürlü yontulmuş taşlar, tonlarca ağırlıktaki “T” biçimli sütunlar bulunuyor. Gizemi hâlâ çözülemese de Göbeklitepe insanlık tarihini yeniden yazdırabilecek öneme sahiptir.

Dünyanın en eski arkeolojik tapınağı Göbeklitepe’de kazı çalışmaları 1995 yılında başlamış ve 2018 yılının Temmuz ayında UNESCO Dünya Kültür Mirası kalıcı listesine alınmıştı. Nihayetinde Türkiye, Göbeklitepe’nin daha iyi tanıtılması maksadıyla 2019 yılını “Göbeklitepe Yılı” ilan etmiştir. 

AB Türkiye Delegasyonu Birinci Müsteşarı ve Ekonomik ve Sosyal Kalkınma Bölüm Başkanı Angel Gutierrez Hidalgo Göbeklitepe’de yürütülen çalışmalarda emeği geçenlere teşekkür ederek, “İnanıyorum ki bu yıl, Avrupa tarafı olarak da biz bunu destekleyeceğiz ve bu yerin hak ettiği ilgiyi görmesini sağlayacağız” demişti. İnsanlık tarihinin sıfır noktası olan Göbeklitepe’nin tanıtımı için Türkiye önemli bir kaynak ayırmıştır ve çeşitli ortaklarıyla birlikte farklı programlar gerçekleştirmektedir. 

Türkiye’nin büyük mucitleri arasında yer alan ve önemli çalışmalara imza atan Cezeri’nin 13. yüzyılda yazdığı Kitab-ül Hiyel adlı kitabı bazı Doğulu ve Batılı bilim insanlarının dikkatini çekmiş ve üzerinde çeşitli çalışmalar yapılmıştı.

Batılı pek çok bilim insanına göre, Cezeri, “Orta Çağ’ın en önemli mühendisi”ydi. Tasarladığı makinelerle, o günün şartlarında teknolojik bir devrime imza attığı söylenebilir. Cezeri’nin su ile çalışan saatler, robotlar, kan ölçme cihazları, mumlu saatler, kilit ve kapılar, fıskiyeler, sulama ve su yükseltme makineleri üretmiş olduğunu biliyor muydunuz? Mehmed Ali Çalışkan İstanbul Cezeri Müzesi’ni kurarak bu büyük bilim insanının robotlarını, makinelerini birebir üreterek sergilemeye başladı. Bu ilgi çekici sergi ve İstanbul Cezeri Müzesi, Türkiye’nin evrensel bilime olan katkısını somut olarak göstermektedir.   

Türkiye, büyük idealleri ve refleksleri olan bir devlettir. Bilim, sanat ve AR-GE’ye yatırım yaptığı gibi doğrudan eğitim ve kültürel politikalarıyla insana önemli hizmetler götürmeye devam ediyor. 

Türkiye’de yaklaşık 17.000 burslu olmak üzere 150.000 civarında uluslararası öğrenci bulunmaktadır. Türkiye Cumhuriyeti’nin önemli kurumlarından Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı, “Türkiye Bursları” adıyla uluslararası öğrencilere maddi destek sağlıyor.  Türkiye, uluslararası genç ortaklarına sadece burs, konaklama gibi maddi destek sunmuyor. Olağanüstü tarihi, kültürü, dili ve iyi yürekli insanlarıyla, bilimiyle, sanatıyla, ekonomisiyle, üniversiteleriyle, kütüphaneleriyle, müzeleriyle, sinemasıyla, çağdaş edebiyatıyla çok renkli ve ahenkli bir hayat vaat ediyor. Türkiye’de okumak isteyen gençlerin dikkatini özellikle çekmek istiyorum. 

Türkiye’nin Kültür ve Turizm Bakanlığı da Türk edebiyatını ve yazarlarını dünya okuyucusuyla buluşturmak için önemli bir destek veriyor. Bu destek kuşkusuz çağdaş Türk yazarlarının eserlerinin dünya edebiyatlarındaki yerini alması açısından dikkate değerdir.

Kütüphaneler ve Yayımlar Genel Müdürlüğü, Türk edebiyatının yurt dışında tanıtımına katkı sağlamak için başlattığı TEDA Projesi ile 13 yılda 2.696 eser farklı dillere çevrilerek dünya okuyucusuna sunuldu. Türkiye, kültürel değerlerinin tanıtılmasında da küçümsenmeyecek oranda yurt dışında proje desteği vermeye devam ediyor. Yurt dışındaki yayıncıların ve okuyucuların Türk edebiyatının seçkin eserlerine TEDA sayesinde ulaşacağını düşünüyorum.

Dil, bilim ve kültürel diplomasinin araçlarıyla dünya genelinde klasik diplomasinin dışına çıkarak dünya toplumlarına Türkiye’yi doğru anlatmaya çalışan Yunus Emre Enstitüsü de her alanda faaliyetlerini zenginleştiriyor. 

Yunus Emre Enstitüsü olarak kültürel diplomasi politikalarını belirlemek amacıyla “Kültürel Diplomasi Akademisi” adıyla akademik bir eğitim programı başlattık.  Kültürel Diplomasi Uygulamalı Eğitim Programı kapsamında katılımcılara üç ay boyunca teorik ve uygulamalı eğitimler vereceğiz. Bu sayede daha nitelikli ve profesyonel kadrolar teşekkül edecektir. 

Yeni, renkli ve dolu bir sayıda görüşmek üzere saygıyla selamlıyorum.

Yazar Hakkında

Yasin İl

Yorum Ekle