Gündem

Bulutların Kıyısında DOĞU KARADENİZ YAYLALARI

Yazar: Melih Uslu

ZAMANIN, ÇOĞU KEZ ANİDEN BASTIRAN SİSLE YA DA BİR ATMACA ÇIĞLIĞIYLA BÖLÜNDÜĞÜ DOĞU KARADENİZ YAYLALARINI SONBAHARDA KEŞFETMEK, DOĞANIN EN GÜZEL YÜZÜYLE TANIŞMAKTIR ASLINDA.

Doğu Karadeniz Yaylalarına giriş kapımız, Trabzon’un yemyeşil ormanlarla çevrili ilçesi Maçka. Yaylalardan gizemli Orta Çağ manastırlarına, geleneksel lezzetlerden renkli festivallere her adımda yeni bir sürpriz sunan ilçeyi ikiye ayıran Coşandere’nin suları, Sumela Manastırı’nı işaret ediyor. Zigana Vadisi’ne doğru gittikçe güzelleşip dağların içine sokulan yol üzerindeki Hamsiköy’ün sütlacı dillere destan. Uzungöl, Şolma, Lişer, Sera Golü, Mavura, Kiraz, Lapazan, Çakırgöl, Çatma Oba, Düzköy, Karadağ, Hıdırnebi, Kuruçam ve Sis Dağı, yakın çevreye zümrüt taneleri gibi dağılmış Doğu Karadeniz yaylalarından bazıları…

Yörenin az bilinen hazinelerine açılan Torul-Gümüşhane-Yayladere rotasında Salmankeş Geçidi’ni aşarak ulaşılan Yağmurdere Vadisi, bölgenin zor ulaşılan noktalarından. Yanbolu Çayı’nın kıyısında yer alan Dumanlı Kasabası, Santa adıyla kurulmuş yedi gayrimüslim köyün merkeziymiş bir zamanlar. Yalnız hemen uyaralım. Oksijen yüklü dağ havası sizi de acıktırmakta gecikmeyecek… İşte o anlarda yöre mutfağının damak çatlatan lezzetleri imdadınıza yetişecek. Emin olun karalahana çorbası, kuymak, hamsili kaygana, turşu kavurması, minci peyniri, “fikoki” denilen böğürtlen şurubu ve güveçte köy sütlacı gibi leziz Karadeniz yemekleri size yöreyi sevdirecek.

Çay, Peştamal, Ahşap…

Trabzon’un kapı komşusu Giresun’un yaylalarına uzanarak gezinize farklı bir renk katmak da elinizde… Kümbet, Giresun’un gözde yaylalarından sadece biri… Dereli ilçesi yakınlarındaki Karagöl Yaylası ise minik gölcükleriyle tanınıyor. Melikli Obası ve Kulakkaya Yaylaları ise şehir merkezine yaklaşık bir saatlik mesafede. Panoramik bir Giresun turundan sonra Doğu Karadeniz Yaylalarına asıl ünü kazandıran Rize’ye yöneliyoruz bu kez. İyidere sahilinden başlayan yol, uçsuz bucaksız çay ve mısır bahçeleri arasından İkizdere Vadisi’ne uzanıyor. Yol üzerindeki Güneyce kasabasının 150 yıllık ahşap camileri, kestane ağacının dantel gibi oyulmasıyla yapılmış. Vadiye adını veren İkizdere, Köhçer ve Cimil derelerinin kesiştiği yerde yükseliyor.

Manle Şelaleleri ve Vane Kaplıcası dışında renkli bir çarşısı var ilçenin. Yöre kadınlarının başına bağladığı “keşan” denilen bordo desenli el dokuması, kökboyama peştamal, yün çorap, köy peynirleri, çay, ahşap yayık ve rahleler çarşının gözdelerinden…

İlçenin güneyindeki Dereköy, İkizdere Yaylalarının giriş kapısı. Balıyla ünlü Anzer Yaylası’nın yanı sıra; Çamlık, Puşula, Gölyayla, Cimil, Çiçekli, Mahura, Yatak, Buzluğan, Kaban ve Vaşa Yaylaları da burada. Bölgeyi gezmek için konaklama, yemek ve rehberlik hizmetlerinin sunulduğu Çamlık Yaylası’nı merkez almak iyi fikir olabilir. 2 bin 600 metre ile Türkiye’nin en yüksek rakımlı iki dağ geçidinden biri olan Ovit Zirvesi, Aygır Gölü denilen bir buzul gölü ile taçlanıyor.

 Hemşin Yollarında

Çamlıhemşin yolu, göz alıcı bir yeşilliğin içinde ilerliyor. Fırtına Deresi’nin oluşturduğu Hemşin Havzası, Karadeniz’in vadilerle bölünmüş sarp doğasını en iyi hissedebileceğiniz mekânlardan. Doğu Karadeniz’in en yüksek dağlarıyla çevrelenen havza, 50 kadar yayla ve 70’ten fazla dağ köyünün sahibi. Bölgenin yerleşim düzeni, dik ve sisli yamaçlara dağılarak izole olmuş, kimi zaman sadece birkaç evden oluşan mahallelerden ibaret. Çamlıhemşin’in asıl sürprizi, Karadeniz’in en gösterişli evlerinin bir araya geldiği Konaklar Mahallesi. Ormanlar ve sislerle kaplı dik bir dağın yamacına inşa edilmiş 20 kadar konağın en yenisi, yüz küsur yıllık. Kesme taş ve ahşabın kusursuz sentezini sunan yapıların antikalar, çini sobalar ve nadide cam işleriyle bezeli iç mekânları, vadi sahiplerinin zevkini yansıtıyor. Bulutların üzerindeki yolculuğun devamı, Çatköy-Verçenik rotası. Kemerli taş köprüleri, kır lokantaları, gizemli manastırları ve evlere erzak taşıyan minik teleferikleriyle bu yemyeşil vadi Kaçkarların kalbindeki Karadeniz yaylalarına tırmanıyor.

Yıldızlara En Yakın…

Fırtına Vadisi’nin derinliklerinde, vahşi bir kanyonun ortasında yükselen Zilkale, esrarlı ve romantik bir görünüme sahip. Burası aynı zamanda Kaçkar Dağları Milli Parkı’nın giriş kapısı. 51 bin 550 hektarlık alana yayılan doğa parkı, 230’dan fazla kuş türü, 550’si endemik olmak üzere 2 bin 300 civarında canlı türüyle başlı başına bir gezi cenneti. Kaçkarlara doğru gittikçe sarplaşan dağ yolunun yüksek kesimleri, sık çam ormanları, geniş çayırlar ve yayla çiçeklerine bırakıyor yerini. Tatos (Dilek) Dağı’nın eteklerindeki Çatköy’de ikiye ayrılan yolun devamı Elevit, Trovit, Palovit, Amlakit, Kavron, Hazindağ, Samistal Yaylaları’na; sağa ayrılan yol ise Hisarcık, Çiçekli, Orta, Baş ve Hacıvanak Yaylaları’na uzanıyor. Çatköy’ün yamaçlarından Fırtına Vadisi’ni kuşbakışı izleyen Kito Yaylası ise yörenin en güzel sırlarından biri. Balıklı Gölü ve gürül gürül çağlayan pınarlarıyla ünlü Kito’da, ahşap yayla evleri dışında beton yapılaşma yok. Bulutların, pamuk şekerine benzeyen kucağında yatan bu vahşi yayla, bir başka dünyaya götürecek sizi…

Yeşil Şemsiye Altında

Artvin’in dâhil edilmediği bir Doğu Karadeniz Yaylaları turu kesinlikle eksik kalır. Kaçkar Dağları’nın el değmemiş doğasına sığınan Artvin, yayla festivalleri, tarihi Gürcü kiliseleri ve doğa sporları olanaklarıyla Doğu Karadeniz’in uzak ve sürprizli köşelerinden biri. “Yeşil şemsiye” olarak adlandırılan Kafkasör Yaylası, boğa güreşleriyle tanınıyor. Kafkasör’ün sırtını yasladığı Genya Dağı’nın yamaçları, uçurumların kenarında ilerleyen adrenalin düzeyi yüksek dağ yollarıyla, off-road tutkunları için bulunmaz parkurlar saklıyor. Dağın batısındaki Hatila Vadisi, Artvin’in en geniş millî parkına sahip. Dağcılık, kaya tırmanışı, trekking ve cip safari için zengin olanaklar vaat eden yörede, Çoruh Nehri’nin Yusufeli ile İspir arasında kalan bölümü, Türkiye’nin en iyi rafting parkurları arasında gösteriliyor. Doğu Karadeniz Yaylalarında akşamüstü saatlerde başlayan tatlı esinti, her zaman olduğu gibi coşkulu horon seslerini de getiriyor beraberinde… Ve dağlara sevdalı yayla insanının elinde müzikal bir şölene dönüşen tulum ve kemençe tınıları, tüm gezginleri Karadeniz’e çağırıyor…

İkizdere Vadisi

Anadolu’nun oksijen oranı en yüksek noktalarından biri olan İkizdere Vadisi, 200 civarında kuş çeşidi, 500 kadarı nadir bulunan olmak üzere, 2 binden fazla canlı türü ve aylarca bitirilemeyecek yürüyüş parkurlarıyla başlı başına bir gezi cenneti. Çengel boynuzlu dağ keçisi ile Huş tavuğunun Anadolu’daki en önemli yaşam alanlarına ev sahipliği yapan yörenin dağlık kesimleri, doğa gözlemcileri için de cazip bir bölge özelliğinde. Dağların 2 bin 800 metreden yüksek kesimlerinde buzul çağına ait izlerin görüldüğü billur kayaçlar, buzul gölleri, “U” kesitli vadiler ve erimemiş buzul kütleleri görülebiliyor. Bu yükseltinin altındaki kesimler ise yemyeşil orman örtüsü ile kaplı.

Yola Çıkmadan Önce

Doğu Karadeniz Yaylaları gezisinde uzun yürüyüşlere hazırlıklı olmalısınız. Uzun kır yürüyüşleri yapabileceğinizi göz önüne alarak, burkulmalara karşı ayağınızı koruyabilecek, su geçirmeyen botlar, yağmurluk ve rahat bir pantolon en yakın dostlarınız olacak. Yürüyüşlere profesyonel bir rehber veya yöreyi iyi bilen biri eşliğinde çıkmanız, güvenlik açısından çok önemli. Küçük yaralanmalara, soğuk algınlıklarına ve mide bozukluklarına karşı koruyucu ilaç ve ilkyardım malzemeleri bulundurmanızda yarar var.

Anadolu’nun Kutbu

Yaklaşık iki yıldır sayfa sayfa literatür taraması, her konunun uzmanlarının adım adım keşfiyle Doğu Karadeniz’deki sekiz şehrin kültür envanteri çıkarıldı. Karadeniz Kültür Envanteri, “taşınmaz kültür varlıkları”, “doğal varlıklar”, “halk kültürü” ve “müzeler” başlıkları altında sınıflandırıldı. Binlerce yıllık kültür hazineleriyle Anadolu’nun kutbu olan Karadeniz, tarihin şahitliği ve doğanın cömertliğiyle hep arzulanan topraklar olmuş. Binlerce metre yükseklikte dinginleşen doğanın hırçın rüzgârlarla şekillendirdiği bu muhteşem coğrafya, binlerce hazine barındırmakta… Bu nedenle Karadeniz bazen başkent, bazen sancak, bazen de sayfiye yeri olmuş. Çok kültürlü yapısı, binlerce yıllık tarihî hazineleri ve dillere destan doğası ile tanınan Karadeniz bölgesinin tüm doğal ve kültürel varlıkları, kültür envanteri sayesinde takip edilebilir hale geldi. Bu proje, çevresel sürdürülebilirliğin sağlanmasına katkısı sebebiyle turizme önemli bir katma değer kazandıracak. DOKAP (Doğu Karadeniz Projesi) bölgesindeki Artvin, Bayburt, Giresun, Gümüşhane, Ordu, Rize, Samsun ve Trabzon şehirlerini kapsayan Karadeniz Kültür Envanteri çalışması, konularında uzman akademisyen ve bilim insanlarının katkılarıyla araştırma, tespit, belgeleme (görsel, işitsel, yazılı), veri tabanına işleme ve raporlama şeklinde tanımlandı.

Resmî rakamlara göre 4 milyon 26 bin 821 kişinin yaşadığı 48 bin 256 metrekarelik alanda kurulu sekiz il ve 99 ilçenin tümünü içine alan ayrıntılı literatür çalışması, dâhil olduğu her konunun uzmanları tarafından incelendi. 70 bin kilometreden fazla yol kat ederek gerçekleştirilen proje kapsamında, 320 bini aşkın fotoğraf, 42 bin dakikanın üzerinde 4K video kaydının yanında, 300 adet 360 derece video ve 250 adet 360 derece fotoğraf ilavesiyle Türkiye’de ilk kez bu kadar ayrıntılı bir kültür envanteri çıkarılmış oldu. Sonuçların bölge turizmine büyük katkılar sağlaması öngörülüyor.

 

Yazar Hakkında

Melih Uslu

MELİH USLU
1976 Almanya doğumlu. Ege Üniversitesi İletişim Fakültesi mezunu. Sabah Gazetesi, Gezi Travel dergisi, Levenin Turkije, Skylife, Sun Times, Pegasus Magazine, Gulf News, Die Welt ve The Daily Telegraph’ın aralarında bulunduğu bir çok uluslararası yayında editörlük ve yazarlık yaptı. 35 ülkenin yanı sıra Türkiye’nin tamamını gezdi. World Travel Channel’da programlar yaptı. Nereye Gitmeli? isimli kitabında röportajlarını toplayan Uslu, seyahat ağırlıklı birçok kitaba katkıda bulundu. Psikolojik danışman eşiyle birlikte İstanbul’da yaşıyor ve İngilizce - Almanca biliyor.

Yorum Ekle