Sanat

Türkiye Fotoğrafında İnsanın Serüveni

emre.ozcan@cubemedya.com'
Yazar: TR Editör

Şair, yazar ve fotoğraf sanatçısı Merih Akoğul, küratörlüğünü yaptığı İstanbul’daki bir fotoğraf sergisinden yola çıkarak fotoğrafçılığın Osmanlı’dan günümüze uzanan serüvenini yazdı.

Dünyada, Fransız Bilimler Akademisi tarafından fotoğrafın icadının duyuruluşu, Osmanlı’da Tanzimat Dönemi’ne denk gelen 1839 yılıdır. Kısa bir süre içinde yanlarında üçayakları ve üzerlerinde fotoğraf makineleri olan seyyahlar, dünyanın farklı bölgelerine yayılarak Balkanlar ve özellikle Orta Doğu’nun oryantalizmini mimari yapılar, insanlar ve günlük yaşam üzerinden fotoğraflarıyla Batı’ya taşımış ve başka hayatların çarpıcı örneklerini izleyicileriyle paylaşmışlardır.

Bu seyyahların İstanbul’a gelmesinden kısa bir süre sonra, Pera’da bugünkü İstiklal Caddesi üzerinde sağlı sollu fotoğraf stüdyoları açılmış ve ağırlıklı olarak kabin (portre) fotoğraflarıyla insanın fotoğraflarda var olma serüveni de başlamıştır. Teknolojideki gelişmeler aracılığıyla da dış mekânlara çıkılmış ve günlük yaşamdan kesitler, o günlerin tarihî dokusuyla birlikte aktarılmaya başlanmıştır.

İnsan insanı Çekermiş sergisi, Othmar Pferschy’den günümüze Türkiye fotoğrafında insanın serüvenini ve bugün geldiği noktayı farklı zaman aralıkları ve yaklaşımlarla özetleyecek bir bütünlük içinde tasarlandı. İstanbul Modern koleksiyonunda bulunan fotoğrafların, yeni alımlarla zenginleşmesiyle de bu serginin belkemiği oluşturuldu.

Sergi, başlangıcı Othmar Pferschy’nin fotoğrafları olmak üzere, 80 yıllık bir süreç içinde çekilmiş 80 Türkiyeli fotoğrafçının işlerinden seçildi. Genç Cumhuriyet Türkiye’sinin tanıtımı için Matbuat Umum Müdürlüğünün başında bulunan Vedat Nedim Tör’ün keşfettiği, yaptığı işlerin titizliğiyle tek fotoğrafçı adayı olan Othmar Pferschy, bayındırlaşan Türkiye’yi ince bir duyarlılık ve yeni mimarinin disiplini içinde fotoğraflayarak kendinden sonra gelen fotoğrafçılara da örnek oldu. Kendisinin fotoğrafları tanıtım kitapları, dergiler, fuar afişleri, para ve pulların üzerinde kullanıldı. Böylece Cumhuriyet tarihinin ilk nitelikli görselleri, işlevsel bir estetik ile Türkiye’nin yeni yüzünü oluşturdu.

Gelecek dönemlerde de ülkemiz fotoğrafının önemli ustaları bu çizgiyi koruyarak önce yaşadıkları şehirleri, ardından da Anadolu’nun tarihî, arkeolojik ve mimari unsurlarını fotoğrafladılar. 60’lardan 70’lere dönülen süreçte de turizm ve reklam sektörlerindeki gelişmelere paralel olarak günün ihtiyaçları doğrultusunda fotoğraflar çekildi.

Özellikle takvim ve kartpostallarda yer alan fotoğraflarla ülkenin bir fotografik vizyonu oluştu. Bu mecralarda yer alan fotoğraflar günlük yaşamın içine girdiğinde, fotoğrafın önlenemez dolaşımı da başlamış oldu.

Önce insanlar fotoğraf makinelerine sahip oldu ve ağırlıklı olarak aile, manzara ve yaşanan çevrenin günlük yaşamı anlatan fotoğrafları çekildi. Amatör fotoğrafçılık yaygınlaşmaya başladı. Ardından profesyonel fotoğraf ve sanat fotoğrafı da gelişerek kulvarlarını oluşturdu. Özellikle 70’li yıllar teknoloji ile fotoğraf sanatının başarı ile kesiştiği yıllar oldu. 90’larla başlayan dijital devrimle de fotoğraf günümüze kadar geldi.

İnsan insanı Çekermiş sergisindeki örneklerde de görüldüğü gibi fotoğrafçının objesi ile kurduğu sıcak ve yakın ilişki ve bunun fotoğraftaki sonuç etkileri çok önemlidir. Dünyanın birçok ülkesinde özellikle Avrupa fotoğrafında görülen mesafe, doğuya doğru gittikçe daha sıcak ilişkiye dönüşmektedir. Hatta fotoğrafta yer alan kişiler, kameranın varlığını kabul ederek ona itiraz etmemekte hatta poz bile vermektedir.

Elbette ki insan fotoğrafını sadece sokak fotoğrafçılığı ve sosyal-belgesel fotoğraf anlayışı ile sınırlayamayız. Günümüzde portre fotoğrafının farklı bağlamlardaki deneysel örneklerini veya stüdyo gibi ortamlarda sonradan oluşturulmuş ürünlerini de ayrıca ele alabiliriz. Hatta dijital müdahalelerle yapılıp gerçeküstü etkiler taşıyan ve zengin anlatımlara sahip başarılı örnekler de giderek çoğalmaktadır.

İstanbul Modernin fotoğraf koleksiyonundan derlenen yapıtlarla oluşturulan ve ortak paydası insan olan bu sergi, 18 Aralık’a kadar ziyarete açık kalacak. İnsan İnsanı Çekermiş sergisi, farklı bağlamlarda çalışmalar yapan değişik kategorilerdeki fotoğrafçılarının kendilerine özgü bakış açılarıyla, izlenimcilikten anlatımcılığa, belgeselden sanata, Anadolu fonundan stüdyonun gelişmiş olanaklarıyla üretilen çağdaş portrelere kadar geniş bir yelpazeyi kapsıyor.

İnsan İnsanı Çekermiş sergisi, fotoğrafımızda insanın serüvenini bir kez daha görmek için iyi bir fırsat oluşturuyor.

 

Yazar Hakkında

emre.ozcan@cubemedya.com'

TR Editör

Yorum Ekle