Dosya Gündem Tarih

MİLLÎ MÜCADELE’NİN 100 YILI

TÜRKİYE DEVLETİ, KURUCU LİDERİNİN 100 YIL ÖNCEKİ TARİHÎ MÜCADELE GÜNÜNÜ, “100. YIL” İSİMLİ ETKİNLİKLERLE KUTLUYOR.

“Geldikleri gibi giderler.”

Modern Türkiye’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk, İstanbul’un yabancı kuvvetlerce “gözetim ve denetim” altında tutulmasına yani işgal edilmesine tahammül edememiş entelektüel bir askerdi.

Mondros Ateşkes Antlaşması’nın (30 Ekim 1918) imzalanmasının ardından, düşman filolarının İstanbul sularına gelip karaya asker çıkardıkları gün tarihler 13 Kasım 1918’i gösteriyordu. Hemen hemen aynı günlerde İstanbul’a gelen Mustafa Kemal Paşa, öğleden sonra saat 15.00’e doğru Kartal İstimbotuyla düşman zırhlılarının arasından Sirkeci’ye geçiyordu ve tarih yeni bir ana şahitlik ediyordu.

O tarihlerde henüz tümgeneral rütbesinde olan Mustafa Kemal, Haydarpaşa’da trenden indiğinde yorgundur ve garda bir manga asker tarafından törenle karşılanacaktır. Yakın arkadaşı Dr. Râsim Ferid Talay Bey ve yaverlerinden Cevat Abbas da onu karşılayanlar arasındaydı ve tarihî bir manzarayla karşılaşmışlardı:

İngiliz, Fransız, İtalyan ve Yunan gemilerinden oluşan 55 parçalık işgal donanması Haydarpaşa önünden geçerek demir alacağı yere gidiyorlardı. Haydarpaşa Garı’nın iskelesinde kendisini bekleyen Fransız işgal kuvvetlerine ait Enterprise (Kartal) istimbotuyla Galata Rıhtımı’na giden Mustafa Kemal Paşa o puslu günlerde yaveri Cevat Abbas Bey’in duyacağı şekilde “Endişelenme” diyecek ve son sözünü söyleyecekti: “Geldikleri gibi giderler”.

15 Mayıs 1919’da İzmir’in işgali de Türk vatansever aydınlarını çileden çıkarmış, başta Halide Edip Adıvar olmak üzere pek çok Türk aydını reaksiyon göstererek bu işin artık böyle gitmeyeceği ve milletçe “mücadele” edileceği ilan edilecekti.

Mustafa Kemal Paşa, İzmir’in işgal edilmesinden hemen sonra 16 Mayıs 1919’da İstanbul’dan Samsun’a hareket etmeden önce Sultan Vahdettin ile görüşmüş ve 9. Ordu Müfettişi olarak görevlendirilmişti. Atatürk’ün çok yakınında bulunmuş bir gazeteci olan Falih Rıfkı Atay’ın yazdıklarına göre, Sultan Vahdettin, Mustafa Kemal Paşa ile adeta diz dize oturmuş ve kendisinden devleti kurtarmasını istemiştir:

“Mustafa Kemal, Yıldız’da, Vahdettin’in odasında ve Padişahla adeta diz dizedir. Ecnebi zırhlılarının topları Yıldız’a çevrili… Vahdettin ‘Paşa, paşa, diyor, memleketimize çok hizmet ettiniz. Bunların hepsi tarihe geçti. Asıl şimdi yapacağınız hizmet hepsinden mühim olacaktır. Paşa, isterseniz devleti kurtarabilirsiniz”.

Maiyetindeki 18 kurmay asker arkadaşıyla İstanbul’dan Samsun’a hareket eden Mustafa Kemal, 19 Mayıs 1919’da yani 100 yıl önce Türkiye’nin millî mücadelesine öncülük etmiş, sonrasında da modern ve güçlü bir ülkenin kuruluşunda büyük kahramanlıkları bulunmuştu.

İstanbul’dan ayrılmak üzereyken asker arkadaşlarından Rauf (Orbay) Bey’in, kendisini “Samsun’a götürecek vapurun seyredileceğini ve Karadeniz kıyılarında batırılacağını” güvenilir bir kaynaktan öğrendiğini belirterek haber verdiğini söyleyen Mustafa Kemal Paşa, “İstanbul’da kalıp tutuklanmaktansa, batıp boğulmayı tercih edecek” ve yola çıkacaktı. Mustafa Kemal Paşa, o günleri şöyle anlatıyor:

“Kaptana, ‘Düşman devletlerinin herhangi bir vasıtasının gadrine uğramamak için sahile yakın bir rota tutunuz! Şayet kesin tehlike görürseniz gemiyi karaya, en yakın sahile oturtunuz!’ direktifi verdim. Çok şükür buna gerek kalmadı, bir millet uyandı”. Mustafa Kemal Paşa, Teşvikiye’deki Sadrazam Konağında Genelkurmay Başkanı Cevat Paşa’nın da katıldığı soğuk, tatsız bir akşam yemeği yiyerek Sadrazamla vedalaşmıştır. Ancak o gecenin en önemli konuşması sadrazamın konağından çıkıldıktan sonra Mustafa Kemal’le Cevat Paşa arasında geçecektir. Şevket Süreyya Aydemir, Tek Adam adlı eserinde o akşamki Cevat Paşa ile Mustafa Kemal Paşa arasında geçen hadiseyi şöyle anlatmaktadır:

“Paşalar gecenin o saatinde yan yana yürümektedirler. İkisi de dalgındır. Düşüncelidirler. Sonra bir aralık Cevat Paşa başını kaldırır. Yanında yürüyen arkadaşını bir müddet süzer ve sorar:

– Bir şey mi yapacaksın Kemal?

– Evet paşam, bir şey yapacağım…

– Allah muvaffak etsin!

– Mutlaka muvaffak olacağız!..”

Mustafa Kemal Paşa ve arkadaşları o geceden sonra “bir şey yapmışlar” ve Türkiye’nin istiklal meşalesini yakarak hem işgalden kurtarmışlar hem de modern bir devletin kurulmasında önemli kahramanlıklar yapmışlardı.

1919’un üzerinden tam 100 yıl geçmiş bulunuyor. Kuşkusuz Türkiye, 100 yıl öncesinden daha güçlü bir devlettir. Gücünü, tarihi birikiminden aldığı gibi aynı zamanda çağdaş normlardan beslenerek kendisini yenilemektedir. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da bu birikimden esinlenerek Türkiye’nin etkin gücünü “daha güçlü bir gelecek için azmimizi yeniliyoruz” şeklinde ifade etmektedir.

19 MAYIS ATATÜRK’Ü ANMA, GENÇLİK VE SPOR BAYRAMI YIL TÖRENLERİ

 Türkiye Devleti, kurucu liderinin 100 yıl önceki tarihî mücadele gününü, “100. Yıl” isimli etkinliklerle kutluyor. Öyle ki Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Samsun Tütün İskelesi’nde düzenlenen 19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı 100. Yıl Törenlerinde yaptığı konuşmada, “Bugün 19 Mayıs’ta Samsun’dan başlayarak Cumhuriyetimizin kuruluş yılı olan 29 Ekim 2023’e kadar sürecek bir dizi yüzüncü yıl etkinliğine başlıyoruz” diye konuştu.

Çanakkale Zaferinin 100. yıl dönümünün muhteşem bir şekilde kutlandığını hatırlatan Erdoğan, bu tür yıldönümlerinin ülkeler ve toplumlar için hem köklü bir muhasebe hem de gelecek hedeflerini gözden geçirme vesilesi olduğunu vurguladı.

Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan (sol 4), Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün Milli Mücadele’yi başlatmak üzere 19 Mayıs 1919’da Samsun’a çıkışının 100. yılı dolayısıyla Tütün İskelesi’nde düzenlenen 19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı 100. Yıl Törenlerine katıldı. Törene Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu (sağ 4), Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli (sol 3), Büyük Birlik Partisi (BBP) Genel Başkanı Mustafa Destici (sol 2), Saadet Partisi (SP) Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu (sağ 2), Demokratik Sol Parti (DSP) Genel Başkanı Önder Aksakal (solda), Anavatan Partisi (ANAP) Genel Başkanı İbrahim Çelebi (sağ 3) ve Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek de (sağda) katıldı. ( Cumhurbaşkanlığı / Kayhan Özer – Anadolu Ajansı )

Bu yıl 19 Mayıs 1919’da Samsun’a çıkışla başlayıp 22 Haziran Amasya Tamimi, 23 Temmuz Erzurum Kongresi ve 4 Eylül Sivas Kongresini coşkulu şekilde anacaklarını bildiren Erdoğan, “Muhasebemizi yapacak, hedeflerimizi hep birlikte tazeleyeceğiz. Tabii önümüzdeki yılın 23 Nisan’ı, sadece Millî Mücadele’nin değil, aynı zamanda bu sürecin millî irade eliyle yürütülmesi kararının da yüzüncü yıl dönümü olması sebebiyle ayrı bir öneme sahiptir. Büyük Millet Meclisiyle ilgili muhasebemizi yaparken, bu çatı altında kabul edilen bazı kararları enine boyuna konuşacak, tartışacağız. Aynı şekilde ülkemizin uzunca bir süre demokraside ve ekonomide yaptığı patinajların sebepleri üzerinde de uzunuzun duracağız” ifadelerini kullandı.

Türk Milletinin Tarihi Binlerce Yıllık Geçmişe Dayanır

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türk milletinin tarihinin binlerce yıllık geçmişe dayandığını, sadece Cumhurbaşkanlığı Forsu’nda temsil edilen 16 Türk devletinin 2 bin 200 yılı aşkın bir geçmişe sahip olduğunu belirterek, Türk devletlerinin Avrupa’dan Rusya’ya ve Orta Asya’ya, Moğolistan’a, Çin’e, Hindistan’a, Pakistan’a, Afganistan’a, İran’a, Orta Doğu’ya, Kuzey Afrika’ya kadar geniş bir coğrafyada hüküm sürdüğünü kaydetti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Gazi Mustafa Kemal’in, bir asır önce bugün Samsun’a herhangi bir kişi olarak değil Osmanlı’nın en parlak, en gelecek vadeden subaylarından biri olarak ayak bastığını vurgulayarak, “Bizim geleneğimizde devletin ismi ve yöneticileri değişir ama ona ebet müddetlik vasfı veren anlayış hep baki kalır. Devleti ebet müddet milletin bizatihi kendisidir.

Dolayısıyla aslında ismi, bayrağı, coğrafyası değişmiş olsa da bizim devletimiz hep tektir. Cumhurbaşkanlığı Forsu, işte bu kadim tek devlet anlayışının remzidir” dedi.

“Sömürgecilik ve Soykırım

Gibi Utançların Bu Milletin

Sicilinde Yeri Yoktur”

 Avrupa’nın ortalarında, Afrika’nın derinliklerine kadar uzanan geniş bir coğrafyada hüküm süren ecdattan geriye sadece sevgiye, saygıya, muhabbete ve adalete dayalı hatıralar kaldığına dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ne sömürgeciliğin, ne soykırımın, ne zulmün, ne de başka herhangi bir utancın hamdolsun bu milletin sicilinde yeri yoktur. Son iki asrımız çok büyük acılarla, çok büyük kayıplarla geçmiş olmasına rağmen bu duruşumuzdan en küçük bir taviz vermedik. Osmanlı, Balkanlar’dan çekilirken tarihin en büyük soykırımı bizim milletimize uygulanmıştır” diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 19 Mayıs’ta Samsun’dan başlayarak Cumhuriyet’in kuruluş yılı olan 29 Ekim 2023’e kadar sürecek bir dizi 100. yıl etkinliğine başlandığını belirterek, “Bu yıl 19 Mayıs Samsun’a çıkışla başlayıp 22 Haziran Amasya Tamimi’ni, 23 Temmuz Erzurum Kongresi’ni, 4 Eylül Sivas Kongresi’ni coşkulu bir şekilde anacak, muhasebemizi yapacak, hedeflerimizi hep birlikte tazeleyeceğiz” ifadesini kullandı.

Yazar Hakkında

Nazım Turnagil

Yorum Ekle